Yelyzaveta Pysmak tarafından yönetilen, 10 dakikalık bir anime. 2021 Polonya yapımı. Beden algısı ile ilgili, müthiş tatlı çizimlere sahip bir film olmuş. Big brother is watching you, Sauron'un gözü, Dante'nin cenneti, Sailor Moon, Street Fighter (sanırım?) göndermeleriyle çok eğlenceli.
Bir apartmanın pencerelerinin dışarıdan görünümüyle başlıyor, ortadaki pencereden yükselen çığlıkla hikayeye giriyoruz. Denediği pantolonun düğmeleri birbirine kavuşmayan kadının panik çığlığı. Kahramanımız bu deneyiminin üzerine tartıya çıkıp ŞİŞKO ibaresiyle karşılaşınca ipler kopuyor. Sıkı bir diyete giriyor. O kadar sıkı bir diyet ki, içtiği sodanın içindeki bir parça limon, midesinde yaşam savaşı veren kardeş organizmaları birbirine kırdırıyor. Azminin karşılığında istediği kiloya düşen kahramanımız bir gece şeytanın dürtmesiyle mutfağa girip buzdolabına karşı vicdanıyla sıkı bir savaşa giriyor. En zayıfladığı anda, tam da buzdolabına davranacakken bir incekıç meleği penceresine dayanıp ona bir çağrıda bulunuyor. Meleğin çağrısını kabul eden kahramanımız, melekle birlikte incekıç kraliyetine girip incekıçların cennetinde bir süre vakit geçirme fırsatı yakalıyor. Şezlongda güneş gözlüğünü takıp güneşlenen incekıçlar mı dersiniz, pilates dersinde senkronize hareket edenler mi. Kahramanımız atmosferden büyülenmiş vaziyette mutluluk sarhoşu olmuşken birden 6 incekıçın çaldığı borazanla irkilip kendine geliyor. Borazanı duyan bütün incekıçlar alanda toplanıyor ve bir anda secdeye kapanıyorlar. Bunca incekıçı yöneten o mukaddes güç de nesi diye merak eden kahramanımızın kafasını kaldırmasıyla Big Brother tartıyla karşılaşması bir oluyor. Birden o da diğer incekıçlar gibi tir tir titremeye ve secde etmeye başlıyor. Tartı, birdir. Aslolan tek şey tartıdır. O, sizi gören, ağzınıza ne attığınızı bilendir. Derken sırayla ölçüme giriyorlar. Kahramanımıza sıra geldiğinde korkuyla adımını tartıya atıyor, ibre biraz dans ediyor, seyirciye gergin anlar yaşatılıyor. ŞİŞKO DOMUZ YAVRUSU ibaresi beliriyor. Ölçümden alnının akıyla geçen tüm incekıçların öfkeli gözleri, yaşadıkları krallıktaki norma uymayan kahramanımıza yöneliyor. Tam da bütün kraliyet halkı kahramanımıza saldırıp onu sindirmeye hazırlanırken, antikahramanımız şişkokıç sahnede beliriyor ve kahramanımıza elini uzatıyor. Onu bu algının içinden çekip çıkarıyor bir bakıma. Bu yeni ittifakı gören sıska kaltakların tanrısı tartı duruma çok öfkeleniyor ve ikisini karşısına alıp onlarla savaşmaya başlıyor. Tartı, teke tekte ikisini de alıyor. Ancak antikahramanımız şişkokıçın kalan son gücüyle elini yeniden sıska kahramanımıza uzatması oyunun akibetini tamamen değiştiriyor. Bedeniyle barışan kahramanımız güçlenip ayağa kalarak zayıflar krallığına ve onun tanrısı olan tartıya karşı direnç göstermeye başlıyor. İşte o zaman gerçek kahramana dönüştüğünden, kahramanlara yaraşır bir kostüm de beliriyor üzerinde. Oyunun sonunda kahramanımız şişman bedeniyle bütünleşip tartıya büyük bir hezimet yaşatarak maçı kazanmayı biliyor. Kahramanımız ve şişko kıç eve dönüp aynanın karşısına geçtiklerinde birbirlerine sıkı sıkı sarılıyorlar. Vedalaştıktan sonra şişko kıç aynaya geri dönüp bizlere veda ediyor.
Ne kadar da şeker bir hikaye. Gerçek dostumuzun tartı değil, aynadaki şişko olduğunu anlatıyor bir güzel. Siz yine kilo verin, ama incekıç krallığındaki kaltakların gazabından korunmak için değil, kendiniz için kilo verin demeyi de unutmuyor. Beden algısı üzerine daha çok şey izlesek, okusak keşke.
1 yorum:
Çok şirin bir filmdi, tartının psikolojimize olumsuz etkilerini güzel güzel anlatmış :))
Yorum Gönder