J. K. Rowling‘in yazdığı Harry Potter serisinin beşinci kitabı olan Zümrüdüanka Yoldaşlığı, 2003 yılında İngiltere’de Bloomsbury, Amerika’da Scholastic Inc. ve Kanada’da Raincoast tarafından yayınlandı.
Hikaye her zamanki gibi Dursley‘lerde başlar. Harry tüm yaz teyzesi, eniştesi ve gittikçe magandaya dönüşen kuzeni yüzünden kabus gibi günler geçirir. Bir gün Ruh Emiciler Dudley’e saldırır, Harry onu kurtarıp eve kaçar. Tüm yaz haber alamadığı arkadaşlarına ve Dumbledore’a kendisi için endişelenmedikleri gerekçesiyle kızgındır. Oysa Dumbledore, Dursley‘lerin komşusu Mrs. Figg ile Harry‘nin güvenliğini izlemektedir.
Voldemort artık gücünü toplayıp geri gelmiştir. Sihir Bakanlığı onun geri geldiğini kabullenmez, bunu iddia eden Harry Potter‘ı ve Harry‘yi destekleyen Dumbledore‘u yalancı ilan eder. Sihir dünyası Dumbledore düşmanı çoğunluk ve Dumbledore‘un çevresinde toplanan birkaç kişilik grup -ki bu kişiler Zümdürüanka Yoldaşlığı adını verdikleri bir topluluğun üyelerinden ibarettir- olarak ikiye ayrılır.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyesi büyücüler gizli toplantılarını sürdüredursun, Harry ve arkadaşlarının okulu başlar. Artık beşinci sınıfa geçtikleri için bir yandan SBD (Sıradan Büyücülük Düzeyi) sınavına çalışmaları, bir yandan seçecekleri mesleğe karar vermeleri, bir yandan da Voldemort tehlikesine karşı tetikte olmaları gerekmektedir. Bu arada Sihir Bakanlığı, Hogwarts’ta Dumbledore‘un kendine bir ordu hazırlamak üzere öğrenci yetiştirdiğinden şüphelendiği için uygulama ağırlıklı derslerin içeriğini değiştirmek amacıyla Profesör Umbridge‘ı müfettiş olarak atar. Aynı zamanda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi veren Umbridge, uygulamalı büyü öğretimini tamamen kaldırır ve yalnızca teorik dersler vererek öğrencilerin büyü becerilerini köreltmeye çalışır. Arkasında Sihir Bakanlığının desteği olduğu için kimse kendisine alenen karşı gelememektedir. Hermione‘inin fikriyle, öğrenciler Dumbledore Ordusu ismini verdikleri bir grup oluşturup gizlice Harry‘den Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Büyülerini öğrenirler ve böylece enselerinde hissettikleri Voldemort‘a karşı kendi çabalarıyla güçlenmeye başlarlar. Bu arada Voldemort, Harry‘nin zihnine girerek zaman zaman onun karanlık rüyalar görmesine neden olur. Bu rüyaların birinde Harry, Mr. Weasley‘nin yaralandığını görür ve zamanında müdahale edilmesini sağlayarak onu kurtarır. Bu arada Gelecek Postası’nda Azkaban’dan bir grup büyücünün kaçtığı haberleri yayılır. Bir gün yine bir rüya aracılığıyla Harry, hayattaki tek ailesi, vaftiz babası Sirius Black‘in tehlikede olduğunu görür ve ona yardım etmek için arkadaşlarıyla birlikte Sihir Bakanlığı’na gider. Burada tuzağa düşürülmüş olduğunu fark eder. Harry ve arkadaşları, Azkaban kaçakları, Voldemort, Dumbledore ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleri karşı karşıya gelerek Harry’nin ele geçirdiği kehanet için savaşırlar. Sonunda Harry, vaftiz babası Sirius Black‘i kaybetse de, Voldemort‘u zihninden atarak yenmeyi başarır. Kitabın sonunda Harry, Voldemort‘un iki çocuktan (Harry ve Neville) birine bağlı olduğunu, bu bağlantıda yalnızca bir kişinin hayatta kalabileceğini öğrenir. Kendisinin Voldemort’la bağlantılı olduğuna ve ikisinden birinin ölmek zorunda olduğuna inanan Harry, her şeyini kaybetmiş bir şekilde serüvenine devam edecektir.
Serinin bu kitabında en çok dikkat çeken detaylar şöyle:
Profesör Umbridge: Pratik yerine teoriyi getiren despot, otoriter, ezberci ve tepeden inmeci aşırı sevimsiz karakter. Her öğretmenin dersine girip teftişler yapıyor. Hagrid‘e ve Trelawney‘e özellikle takık, sonunda Trelawney‘i kovduruyor. Yalnızca, karizmasından ödün vermeyen ve ona onun kadar gıcık yanıtlar veren Profesör McGonagall onunla mücadele ediyor, bunlar kitabın en eğlenceli kısımları. Umbridge, daha ilk derste Harry‘ye verdiği Tüy Kalem cezasıyla akılda kalıyor. Bu cezada, özel tüy kalemle deftere yazı yazan bir kişinin eline bu yazı kazınarak yara oluşmasına neden oluyor. Sonunda, Hermione‘nin tuzağına düşerek Yasak Orman’da at adamların saldırısına uğruyor, uzun süre kendine gelemiyor ve görevinden atılıyor.
Fred ve George: Şaka işini iyice büyütüyorlar. Okulu birbirine katacak icatlar yapıyorlar. En sonunda geleceklerinde akademiyi görmediklerini düşünerek efsanevi bir şakayla okula veda ediyorlar ve Harry‘nin vermiş olduğu parayla Şaka Dükkanlarını açıyorlar.
Quidditch: Bu sene her türlü şüpheli gruplaşmayı yasaklayan Umbridge, Harry‘ye Quidditch‘i de yasaklıyor. Bu kez Ron ve Ginny takıma katılıyorlar. Sene boyunca çok kötü oynayan Ron‘un başarılı olduğu tek maçı, Hermione ve Harry, Hagrid onları alıkoyduğu için izleyemiyorlar.
Testraller: Yalnızca yakınlarından birinin öldüğünü gören kişilerin görebildiği uçan siyah atlar. Luna ve Harry görebiliyor. Sirius‘u kurtarmak için Londra’ya Testrallerin sırtında gidiyorlar. Bindikleri şeyi göremeyen Hermione ve Ron allak bullak oluyor.
Grawp: Hagrid’in devler diyarından bulup getirdiği üvey kardeşi. Yasak Orman’da bağlı yaşıyor. Hagrid kendisinin yakın gözetim altında olduğunu bildiği için onu Harry ve Hermione‘ye emanet ediyor.
Bellatrix Lestrange: Azkaban’dan kaçan ölüm yiyenlerden biri, kısa rolüne rağmen manyak olduğunu haykırıyor.
Luna Lovegood: Harry ile birlikte Testral’leri görebilen ve tülün arkasından gelen sesleri duyabilen tek çocuk. Biraz tuhaf, dergiyi ters tutarak okuyor, hiç arkadaşı yok. babası muhalif gazete olan Dırdırcı‘nın sahibi, o da en az kızı kadar tuhaf, öyle ki eline Harry ile röportaj yapma fırsatı geçmişken, bu fırsata Vıdıvıdı Vızcız ve Buruşuk Boynuzlu Hırgürler hakkında yapılacak olan haberlerden daha fazla değer vermiyor. Küçük yaşta annesini kaybediyor. Okuldaki herkes ona karşı kötü davransa da o kimseden intikam almaya çalışmıyor.
Neville: Annesi ve babası zamanında Bellatrix‘in saldırısına maruz kalıp akıl sağlıklarını kaybederek St. Mungo’ya kaldırılıyorlar. İlk defa bu kitapta ailesi hakkındaki bu gerçeği öğreniyoruz. Ayrıca, kehanete göre Voldemort‘un bağ kurma olasılığı olan bir diğer çocuğun da Neville olduğunu öğreniyoruz.
Tonks: Bir Metamorfmagus. Saç rengini istediği an değiştirebiliyor. Ve evet filmdeki Tonks‘u Game of Thrones‘dan biliyoruz.
Kitap 2007 yılında, İngiltere-Amerika ortak yapımıyla David Yates yönetmenliğinde filme uyarlanır. Senaryosunu Michael Goldenberg yazar. Bin küsur sayfalı çok uzun bir kitap olmasına rağmen filmi nispeten kısa, 138 dakika. J.K. Rowling, hikayenin özünü korumak ve güzel bir film oluşturmak şartıyla Goldenber’e senaryoyla istediği gibi oynama özgürlüğü sunar. Tek müdahale ettiği nokta, Sirius‘ın ev cini Kreacher olur. Goldenberg hikayeden tamamen kırpsa da Rowling filme dahil etmesi için ısrar edince ekler.
Yalnızca filmi izlediyseniz bu yorumuma katılmayacaksınız ama kitabı okuduktan sonra filmi izlediyseniz ne demek istediğimi anlarsınız: Film kitabın fragmanı gibi. En sonda, Esrar Odası’ndaki çarpışma sahnesine gelene kadar, her şeyin kısa bir özeti yapılmış gibi hissediyorsunuz. Trelawney‘nin kovulması kitabın epey bir gelişme bölümünde yer alırken filmde pat diye karşınıza çıkıyor. Filmden ne yazık ki Harry Potter dünyasının en önemli özelliği olan Quidditch maçlarını tamamen çıkarmışlar. Bu durum Rupert Grint’i çok üzmüş, çünkü yeni filmde Quidditch‘li sahneler için çok heyecanlanmış. Rupert’ı üzen bizi de üzer.
Benim film hakkındaki genel değerlendirmem iyi. Lafı fazla uzatmadıkları doğru, kurguyu çarpıtmamışlar. Bazen bazı diyalogların hikayedeki yerini değiştirmişler ama hikayenin özünü korumuşlar. Daha çok izleyici çekmek için ne bir duygu sömürüsü, ne bir aşırı aksiyon vardı. Quidditch dışında büyük bir eksikliği yok. Yalnız dediğim gibi, fragman tadında geçiyor. Hikayenin bir özetini bu film sayesinde izlediniz, asıl hikaye için kitabı okumanız gerekiyor.
Lafı bu kadar uzattığım yeter, kitapla film arasındaki farkları başka bir yazıya bırakıp burada bitireyim.
Tabi ki şiddetle tavsiye, hem kitap hem de film.
İyi okumalar/seyirler.
Voldemort artık gücünü toplayıp geri gelmiştir. Sihir Bakanlığı onun geri geldiğini kabullenmez, bunu iddia eden Harry Potter‘ı ve Harry‘yi destekleyen Dumbledore‘u yalancı ilan eder. Sihir dünyası Dumbledore düşmanı çoğunluk ve Dumbledore‘un çevresinde toplanan birkaç kişilik grup -ki bu kişiler Zümdürüanka Yoldaşlığı adını verdikleri bir topluluğun üyelerinden ibarettir- olarak ikiye ayrılır.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyesi büyücüler gizli toplantılarını sürdüredursun, Harry ve arkadaşlarının okulu başlar. Artık beşinci sınıfa geçtikleri için bir yandan SBD (Sıradan Büyücülük Düzeyi) sınavına çalışmaları, bir yandan seçecekleri mesleğe karar vermeleri, bir yandan da Voldemort tehlikesine karşı tetikte olmaları gerekmektedir. Bu arada Sihir Bakanlığı, Hogwarts’ta Dumbledore‘un kendine bir ordu hazırlamak üzere öğrenci yetiştirdiğinden şüphelendiği için uygulama ağırlıklı derslerin içeriğini değiştirmek amacıyla Profesör Umbridge‘ı müfettiş olarak atar. Aynı zamanda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi veren Umbridge, uygulamalı büyü öğretimini tamamen kaldırır ve yalnızca teorik dersler vererek öğrencilerin büyü becerilerini köreltmeye çalışır. Arkasında Sihir Bakanlığının desteği olduğu için kimse kendisine alenen karşı gelememektedir. Hermione‘inin fikriyle, öğrenciler Dumbledore Ordusu ismini verdikleri bir grup oluşturup gizlice Harry‘den Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Büyülerini öğrenirler ve böylece enselerinde hissettikleri Voldemort‘a karşı kendi çabalarıyla güçlenmeye başlarlar. Bu arada Voldemort, Harry‘nin zihnine girerek zaman zaman onun karanlık rüyalar görmesine neden olur. Bu rüyaların birinde Harry, Mr. Weasley‘nin yaralandığını görür ve zamanında müdahale edilmesini sağlayarak onu kurtarır. Bu arada Gelecek Postası’nda Azkaban’dan bir grup büyücünün kaçtığı haberleri yayılır. Bir gün yine bir rüya aracılığıyla Harry, hayattaki tek ailesi, vaftiz babası Sirius Black‘in tehlikede olduğunu görür ve ona yardım etmek için arkadaşlarıyla birlikte Sihir Bakanlığı’na gider. Burada tuzağa düşürülmüş olduğunu fark eder. Harry ve arkadaşları, Azkaban kaçakları, Voldemort, Dumbledore ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleri karşı karşıya gelerek Harry’nin ele geçirdiği kehanet için savaşırlar. Sonunda Harry, vaftiz babası Sirius Black‘i kaybetse de, Voldemort‘u zihninden atarak yenmeyi başarır. Kitabın sonunda Harry, Voldemort‘un iki çocuktan (Harry ve Neville) birine bağlı olduğunu, bu bağlantıda yalnızca bir kişinin hayatta kalabileceğini öğrenir. Kendisinin Voldemort’la bağlantılı olduğuna ve ikisinden birinin ölmek zorunda olduğuna inanan Harry, her şeyini kaybetmiş bir şekilde serüvenine devam edecektir.
Serinin bu kitabında en çok dikkat çeken detaylar şöyle:
Profesör Umbridge: Pratik yerine teoriyi getiren despot, otoriter, ezberci ve tepeden inmeci aşırı sevimsiz karakter. Her öğretmenin dersine girip teftişler yapıyor. Hagrid‘e ve Trelawney‘e özellikle takık, sonunda Trelawney‘i kovduruyor. Yalnızca, karizmasından ödün vermeyen ve ona onun kadar gıcık yanıtlar veren Profesör McGonagall onunla mücadele ediyor, bunlar kitabın en eğlenceli kısımları. Umbridge, daha ilk derste Harry‘ye verdiği Tüy Kalem cezasıyla akılda kalıyor. Bu cezada, özel tüy kalemle deftere yazı yazan bir kişinin eline bu yazı kazınarak yara oluşmasına neden oluyor. Sonunda, Hermione‘nin tuzağına düşerek Yasak Orman’da at adamların saldırısına uğruyor, uzun süre kendine gelemiyor ve görevinden atılıyor.
Fred ve George: Şaka işini iyice büyütüyorlar. Okulu birbirine katacak icatlar yapıyorlar. En sonunda geleceklerinde akademiyi görmediklerini düşünerek efsanevi bir şakayla okula veda ediyorlar ve Harry‘nin vermiş olduğu parayla Şaka Dükkanlarını açıyorlar.
Quidditch: Bu sene her türlü şüpheli gruplaşmayı yasaklayan Umbridge, Harry‘ye Quidditch‘i de yasaklıyor. Bu kez Ron ve Ginny takıma katılıyorlar. Sene boyunca çok kötü oynayan Ron‘un başarılı olduğu tek maçı, Hermione ve Harry, Hagrid onları alıkoyduğu için izleyemiyorlar.
Testraller: Yalnızca yakınlarından birinin öldüğünü gören kişilerin görebildiği uçan siyah atlar. Luna ve Harry görebiliyor. Sirius‘u kurtarmak için Londra’ya Testrallerin sırtında gidiyorlar. Bindikleri şeyi göremeyen Hermione ve Ron allak bullak oluyor.
Grawp: Hagrid’in devler diyarından bulup getirdiği üvey kardeşi. Yasak Orman’da bağlı yaşıyor. Hagrid kendisinin yakın gözetim altında olduğunu bildiği için onu Harry ve Hermione‘ye emanet ediyor.
Bellatrix Lestrange: Azkaban’dan kaçan ölüm yiyenlerden biri, kısa rolüne rağmen manyak olduğunu haykırıyor.
Luna Lovegood: Harry ile birlikte Testral’leri görebilen ve tülün arkasından gelen sesleri duyabilen tek çocuk. Biraz tuhaf, dergiyi ters tutarak okuyor, hiç arkadaşı yok. babası muhalif gazete olan Dırdırcı‘nın sahibi, o da en az kızı kadar tuhaf, öyle ki eline Harry ile röportaj yapma fırsatı geçmişken, bu fırsata Vıdıvıdı Vızcız ve Buruşuk Boynuzlu Hırgürler hakkında yapılacak olan haberlerden daha fazla değer vermiyor. Küçük yaşta annesini kaybediyor. Okuldaki herkes ona karşı kötü davransa da o kimseden intikam almaya çalışmıyor.
Neville: Annesi ve babası zamanında Bellatrix‘in saldırısına maruz kalıp akıl sağlıklarını kaybederek St. Mungo’ya kaldırılıyorlar. İlk defa bu kitapta ailesi hakkındaki bu gerçeği öğreniyoruz. Ayrıca, kehanete göre Voldemort‘un bağ kurma olasılığı olan bir diğer çocuğun da Neville olduğunu öğreniyoruz.
Tonks: Bir Metamorfmagus. Saç rengini istediği an değiştirebiliyor. Ve evet filmdeki Tonks‘u Game of Thrones‘dan biliyoruz.
Kitap 2007 yılında, İngiltere-Amerika ortak yapımıyla David Yates yönetmenliğinde filme uyarlanır. Senaryosunu Michael Goldenberg yazar. Bin küsur sayfalı çok uzun bir kitap olmasına rağmen filmi nispeten kısa, 138 dakika. J.K. Rowling, hikayenin özünü korumak ve güzel bir film oluşturmak şartıyla Goldenber’e senaryoyla istediği gibi oynama özgürlüğü sunar. Tek müdahale ettiği nokta, Sirius‘ın ev cini Kreacher olur. Goldenberg hikayeden tamamen kırpsa da Rowling filme dahil etmesi için ısrar edince ekler.
Yalnızca filmi izlediyseniz bu yorumuma katılmayacaksınız ama kitabı okuduktan sonra filmi izlediyseniz ne demek istediğimi anlarsınız: Film kitabın fragmanı gibi. En sonda, Esrar Odası’ndaki çarpışma sahnesine gelene kadar, her şeyin kısa bir özeti yapılmış gibi hissediyorsunuz. Trelawney‘nin kovulması kitabın epey bir gelişme bölümünde yer alırken filmde pat diye karşınıza çıkıyor. Filmden ne yazık ki Harry Potter dünyasının en önemli özelliği olan Quidditch maçlarını tamamen çıkarmışlar. Bu durum Rupert Grint’i çok üzmüş, çünkü yeni filmde Quidditch‘li sahneler için çok heyecanlanmış. Rupert’ı üzen bizi de üzer.
Benim film hakkındaki genel değerlendirmem iyi. Lafı fazla uzatmadıkları doğru, kurguyu çarpıtmamışlar. Bazen bazı diyalogların hikayedeki yerini değiştirmişler ama hikayenin özünü korumuşlar. Daha çok izleyici çekmek için ne bir duygu sömürüsü, ne bir aşırı aksiyon vardı. Quidditch dışında büyük bir eksikliği yok. Yalnız dediğim gibi, fragman tadında geçiyor. Hikayenin bir özetini bu film sayesinde izlediniz, asıl hikaye için kitabı okumanız gerekiyor.
Lafı bu kadar uzattığım yeter, kitapla film arasındaki farkları başka bir yazıya bırakıp burada bitireyim.
Tabi ki şiddetle tavsiye, hem kitap hem de film.
İyi okumalar/seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder