3 Mart 2018 Cumartesi

Kitaptan Filme: Doctor Zhivago

Rus yazar Boris Pasternak'ın 1956'da yazımını tamamladığı, Rusya'da sansüre takıldığı için yayınlayamadığı, 1957 yılında gizlice İtalya'ya kaçırdığı, burada İtalyanca ve Rusça yayınlanan, 1958 yılında da İngilizceye çevrilen epik, romantik, dramatik romanıdır. Rus Devrimini bireyci bir bakış açısıyla gözlemleyen protagonist Yuri'nin yaşamını çocukluğundan başlayarak 40'lı yaşlarına kadar kronolojik sırada anlatır. Rus toplumunun 20. yüzyıl başında atlattığı önemli tarihi dönüm noktalarını okura gözlemletir. Hülya Arslan çevirisiyle 2014 yılında Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkar. Bundan önceki Türkçe çeviri çalışmaları, çeviri metin üzerinden gerçekleştirildiği için birtakım anlam sapmalarıyla karşılaşmak mümkün olabilir, Hülya Arslan çevirisi Rusçadan doğrudan çevrilen ilk metindir. 1965 yılında İngiliz yönetmen David Lean tarafından 3 saat 20 dakikalık uzun bir sinema filmine uyarlanır. Omar Sharif, Julie Christie, Geraldine Chaplin, Rod Steiger, Alec Guinnes ve Tom Courtenay'in ana rollerde oynadığı film önceleri David Lean'i sinemayı bırakmanın eşiğine getirecek kadar olumsuz eleştiri alır, ancak şirketin yoğun pazarlama çalışmaları sonucunda rüzgar tersine döner ve 38. Akademi Ödül Töreni'nden beş ödülle ayrılır. Rusya'da Sovyet karşıtı propoganda yaptığı gerekçesiyle sansüre uğrar, 1994'e kadar gösterime girmez, çekimlerin büyük bir çoğunluğu bu nedenle İspanya'da tamamlanır. 

Boris Pasternak, 1890 yılında sanatçı bir ailenin oğlu olarak Moskova'da dünyaya gelir. Yahudi asıllı Rus Ortodoks Kilisesi mensubu varlıklı ailesi, sanat ve edebiyat çevresiyle yakın ilişki içindedir. Lev Tolstoy gibi figürlerin evlerine sık sık geldiği bir ortamda yetişen Pasternak müzik, hukuk, felsefe eğitimleri alır. Şiirler yazar, Samizdat yöntemiyle eserlerini yurt dışına sızdırıp sınır ötesinde ismini duyurur. Devrimi desteklemekle beraber yeni hükümeti acımasız bulduğunu gizlemez. Bu nedenle sürekli sansürlere maruz kalır. Kendi özgün şiirleri tepki çektiği için çeviriye yönelir. Shakespeare çevirileri beğeniyle karşılanır, başarılı bir çevirmendir. Protagonist Yuri Jivago'nun yaşamına benzer şekilde, hayatında bir aşk üçgeni söz konusudur. Şiirleriyle defalarca kez Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilir. 1958 yılında Doktor Jivago ile Nobel Edebiyat Ödülü'nü alır. Söylentilere göre CIA ve M16, kitabın Sovyet karşıtı propoganda değeri nedeniyle bu ödülü almasında rol sahibidir. Romandaki özel yaşama saygı duyulması gerektiği fikri, Sovyet sistemindeki bireyselliği feda etme etiğiyle çakıştığı için Pasternak devrim karşıtı olarak algılanır ve hükümet tarafından tehlikeli kabul edilir. CIA'in Rus halkına aşk ve bireysel seçimler fikrini aşılamak üzere romanı kullandığına yönelik söylentiler vardır. Yine söylentilere göre, hükümetin baskısıyla Nobel Ödülü'nü almayı reddeder. Politik konularda yazmayı bırakır. Daha genel konularda yazmaya devam ettiği birkaç senenin ardından 1960 yılında ölür.

ÖZET

1901 yılıyla başlayan romanda, varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Yuri, ileride yaşayacağı toplumsal trajedilerin habercisi niteliğinde, kişisel trajedilerle dolu bir çocukluk geçirir. Aileyi terk eden babası, paralarını kaybeder ve bir yerde tek başına intihar eder. Annesi tüberkülozdan ölür. Dayısı Kolya'nın girişimleriyle Anna Gromeko isimli aile dostları tarafından yetiştirilir. Tıp eğitimi alarak doktor olur, Anna'nın ölüm döşeğindeki vasiyeti üzerine kızı Tonya Gromeko ile evlenir.

Bu arada halkta birtakım değişikliklerin olacağını haber veren kıpırdanmalar söz konusudur. Toprak sahipliği Kolya gibi entelektüeller tarafından sürekli tartışılan bir konu haline gelir. Birtakım demiryolu işçileri, gördükleri kötü muamele nedeniyle isyan edip grev yaparlar. Çar'a kadar yansıyan olaylar sonrasında, Çar bir manifesto yayınlayarak toplumu daha iyileştireceğini bildirir. Kolya gibilerin seyirci kaldığı gösteriler alt tabakada hızla yayılır.

Rus-Fransız-Belçika kökenli 16 yaşındaki Lara çok güzel bir kızdır. Dul annesinin maddi dayanak olarak gördüğü ve aşk ilişkisi yaşadığı Komarovski'ye aşık olur. Çalkantılı bir dönemden geçer, kontrolünü geri toplamak için evi terk edip bir arkadaşının evinde öğretmenlik yaparak ekonomik özgürlüğünü eline alır. Sakin geçen birkaç yılın ardından erkek kardeşinin paraya sıkışması nedeniyle tekrar Komarovski'ye gidip borç istemek zorunda kalır. Bir baloya katılan Komarovski'nin peşinden gider, borç vermemesi halinde onu vurmak için yanına bir silah alır. Son anda duygularına yenik düşerek Komarovski yerine Kornakov ismindeki başka bir adamı vurur. Aynı akşam konuk olan Yuri'nin ilgisini çekmiştir. Lara kısa süre sonra demiryolu isyancılarından biri olan  Pasha ile evlenir. Katya isminde bir kızları olur, daha sonra Lara'nın kendisini sevmediğini düşünen Pasha savaşa katılır. Bir süre sonra kaybolduğu haberini alan Lara Katya'yı güvendiği bir kişiye bırakarak gönüllü hemşire unvanıyla Pasha'nın son olarak görüldüğü yere gelir. Burada göreve gelmiş olan Yuri'yle bir kez daha karşılaşırlar. Tonya'ya sadık olan ve henüz oğulları Sasha'yı görmemiş olan Yuri farkına varmamakla birlikte Lara'nın güçlü kişiliğine ilgi duymaya başlar. Pasha'nın öldüğüne ikna olan Lara, Katya'nın yanına dönmek üzere yola çıkmaya karar verir. Yuri son karşılaşmalarında sınırı aşarak ilgisini belli eder, fakat Lara ileri gitmelerine engel olur. Daha sonra Yuri de aile hayatı özlemiyle Tonya'ya ve oğluna geri dönmek üzere gizli trenle Moskova'ya yola çıkar.

Yuri 1917 yılında Moskova'ya geri döndüğünde birtakım değişiklikler gözlemler. İlk olarak büyük evlerinde artık başka kişiler oturmaktadır. Yuri daha küçük bir yerde kalmalarını memnuniyetle karşılar. Daha sonra akşam yemeğine davet ettiği eski dostlarının tavırlarında değişiklikler fark eder. Devrimin bireyselliklerini götürdüğünü düşünür. Sokaklarda kavgalar vardır. Para değerini kaybeder. Bir akşam sokakta yürürken Sovyet güçlerinin Rusya'yı ele geçirdiğini okur. Soğuk ve zorlu kış mevsimine girdiklerinde birtakım değişiklikler devam eder. Gıda kıtlığı yaşarlar, Tonya ailelerini ayakta tutmak için ekmek yapmayı öğrenir ve bunları satar. Sokaklardan odun çalarak eve yakıt sağlamak için sürekli dışarı çıkan Yuri hasta düşer. Uyandığında şiirlerine hayranlık duyan üvey kardeşi Yegraf'ı başında bulur. Onun uyarısıyla ailecek uzaklaşmaya, daha güvenli bir yer için Tonya'nın ailesinden kalan bir eve yerleşmek üzere Urallar'da Varikino isimli yere gitmek üzere yola çıkarlar. Burası aynı zamanda Lara'nın Pasha'yla evlendikten sonra yerleştiği yerdir.

Zar zor yer buldukları bir trenle haftalar sürecek yolculuğa başlarlar. Trenin durduğu bir sırada biraz etrafı dolaşmak üzere çıkan Yuri askerler tarafından yakalanarak liderleri Strelnikov'un yanına getirilir. Strelnikov'un Pasha olduğunu daha ilk bakışta anlayan Yuri, ona saygı duyar. Kendisi de Sovyet hükümetine ihanet eden kişilerin cezalandırılmasını desteklemektedir. Tehlikeli olmadığı için serbest bırakılan Yuri trene geri döner ve nihayet Varikino'ya varırlar. Burada Mikulitsin'lerin yaşamayı planladıkları evde kaldığını görürler, kendilerine bir oda verebileceklerini söylemeleri üzerine rahatlarlar. Tonya'nın zengin aile üyelerine benzerliği herkes tarafından anlaşılır, eskiden yüksek statüye sahip olan bir aileden geldiğini bilmeleri onlar için tehdit oluşturabilecek bir durumdur.

Varikino'da kaçak ancak huzurlu bir yaşama başlarlar, Tonya yeniden hamiledir. Her şey rutin halde ilerlerken Yuri bir kez daha Lara'yla karşılaşır. Ona Pasha'yla tanıştığını anlatır. Lara her şeyi bildiğini söyler. Üçüncü olağan dışı karşılaşmalarından sonra artık birbirlerine karşı koymaktan vazgeçerler ve birlikte olmaya başlarlar. Bir süre gizlice ilişkilerini sürdürdükten sonra Yuri Tonya'ya karşı yaşadığı vicdan azabı nedeniyle Lara'ya bitirdiğini söyler. Tonya'ya her şeyi söylemeye karar vermiştir. Tam itiraf edecekken, bunu Tonya'ya daha sonra söyleyebileceğini aklından geçirir ve Lara'ya gitmek üzere yola çıkar. Yolda atlılar tarafından durdurularak doktorluk yapmak üzere Kızıl Ordu'ya katılmaya zorlanır. Liderleri Liberius'un sevgisini kazanan Yuri, mahkum hayatı yaşamasına rağmen rahat ettirilir. Normalde doktorların savaşması yasak olmasına rağmen, Beyaz'larla girdikleri bir çatışmada silah çekip bir Beyaz'ı vurur. Daha sonra vurduğu kişinin genç bir çocuk olduğunu, hala yaşadığını görünce onu tedavi edip gizlice salıverir. Yuri vicdani olarak kendini herhangi bir tarafa ait hissetmez. Kızılların yanında yer alsa da Beyaz'lardan birinin kaçmasını sağlar.

Liberius'tan ayrıldıktan sonra Yuri, Lara'nın evinin bulunduğu Yuyatin'e döner. Tonya ve çocukların Moskova'ya geri döndüklerini öğrenir. Burada Lara'yı bulur. Tonya'dan bir mektup alır, Tonya'nın Lara'yı bildiğini ve takdir ettiğini öğrenir. Artık Tonya'yı ve çocuklarını göremeyeceğini anlar. Yoluna Lara'yla devam edecektir, saklanmak için Varikino'ya giderler. Burada kendilerini bulan Komarovski, ikisinin de öldürülecek kişiler listesinde yer aldığını söyleyerek onunla birlikte Uzak Doğu'ya gelmelerini teklif eder. Yuri Lara'yı kandırarak gönderir, kendisi kalmayı tercih eder. Neden kalmak istediği belirsizdir. Artık tutkusunu, enerjisini kaybetmiştir. Belki de tekrar yollarda sürüklenmektense teslim olmayı içten içe kabullenir. Varikino'da yalnız kaldığı bir akşam Pasha'nın kapıya geldiğini görür. Onunla konuşup, Lara'nın onu çok sevdiğini söyler. Sabah uyandığında Pasha'nın kendini öldürdüğünü görür.

Zorlu bir yolculukla 1922 yılında Moskova'ya geri dönen Yuri, burada ailesine katılmak üzere Paris vizesi almaya veya onların Rusya'ya geri dönmesine çabalar, ancak tutkusunu ve isteğini kaybetmiştir. Bundan sonraki hayatını büyük bir fakirlik içinde geçireceği, sona yaklaştığı okura belli edilir. Bu arada 1922 yılında Yeni Ekonomi Politikası dönemine girilmiş, ekonomik istikrar için sosyalist politikada geri adım atılmıştır. Yuri burada Marina isminde genç bir kızla tanışır ve karı koca hayatı yaşamaya başlarlar. Çocukları olur. Yuri'nin sağlığı, genetik kalp rahatsızlığı nedeniyle tamamen kötüye gitmiştir. Burada eski dostlarıyla birliktedir. Bir gün bir miktar para ve dostlarına yazılmış bir mektupla Marina'yı ve çocukları terk ederek Yevgraf'ı görmeye gider. Çok kısa bir süre sonra kalp krizi geçirerek ölür. Lara Pasha'nın akrabalarını görmek için geldiği evde Yuri'nin cenazesi olduğunu tesadüfen öğrenerek cenazeye katılır. Burada Yuri'ye yetimhaneye gönderilen bir çocuğun geçmişini araştırmanın bir yolu olup olmadığını sorar. Birkaç gün kaldıktan sonra gider ve bir daha hiç görünmez. Bir toplama kampına gitmiş olmasının yüksek ihtimal taşıdığı okura hissettirilir.

Yuri'nin eski dostları bir gün Tanya isminde bir genç kızla karşılaşırlar ve hayat hikayesini dinlerler. Hikayeden yola çıkarak Tanya Komarov'un Lara ve Yuri'nin kızları olduğunu anlarlar. Yevgraf'ın kıza kol kanat germesini sağlarlar. Sürekli yıkıma ve trajediye doğru gidilen bir hikayede ilk kez bir karakter için umut vardır.

---

Büyük Rus klasikleri geleneğine uygun şekilde, çok fazla karakterle ilerleyen kompleks bir kurgudur. Zaman bakımından kronolojik sırada ilerler. Karakterlerin kişisel yaşamlarında başlarına gelenler, tarihi bağlamda, toplum tasviriyle birlikte ele alınır. Özellikle ilk birkaç bölümde çok fazla karakter birbirinden bağımsız olarak anlatılır. İlerleyen bölümlerde çeşitli tesadüflerle bu karakterler birbirlerine bağlanır.

Gerçekçi bir roman olduğunu söylemek mümkün değildir. Öncelikle Lara-Yuri karşılaşması gibi, çok sayıda tesadüfler zinciri vardır. Aralarında haftalarca süren tren yolculuğu mesafesi bulunan çok farklı coğrafyalara yayılmış bir kurguyu baştan sona 15-20 kişilik bir karakter listesiyle başlatıp bitirmek gerçekliğe aykırıdır. Politik bir roman da değildir, herhangi bir ideolojiyi savunmaz. Yuri karakteri Sovyetleri, direnişi, devrimi destekler, aynı zamanda hükümetle birlikte gelen zorlukları eleştirir ve bireyselliği savunur. İdeolojik olarak açıkça öne bir şey sürmez. Kimileri bu yönüyle Gone With The Wind romanına benzetir. Tarihsel bağlama oturtulmuş, kronolojik sıralamayla ilerleyen, uzun soluklu, trajedilerle dolu, aşk teması etrafında dönen kompleks bir kurgudur. Havai tesadüfler, Lara-Yuri ilişkisi, sürekli olarak ayrılmak zorunda olma ve kavuşamama hali, sonunda ölümün ayırması ve kısa süre sonra tekrar buluşturması gibi özellikleriyle aslında özünde dramatik bir aşk romanıdır. Pasternak da kitabını Rusya'da yayımlatmak için otoriteleri bunun bir aşk romanı olduğuna ikna etmeye çalışır. Sansür ortamı nedeniyle fikirlerini bir aşk hikayesinin aralarına serpiştirmiş olması da muhtemeldir.

Yasaklar nedeniyle Rusya'da yapılamayan çekimler için yönetmen David Lean Yugoslavya'yı araştırır. Ancak buradaki bürokrasinin de çok kısıtlayıcı olduğunu gördüğünde İspanya'da çekmeye karar verir. Sıcak havalarda yapılan çekimde, kar görünümünü sağlamak için mermer tozu gibi çeşitli malzemelerden faydalanılır. Ayrıca kalın kürklerle çekim yapmak zorunda kalan oyuncular için sık sık mola vererek terlemeleri engellenir.

Omar Sharif başta David Lean'e Pasha rolünde oynamak istediğini söyler, başrolü kaptığında çok mutlu olur. Mısırlı fiziksel özelliklerini gizlemek için birtakım makyajlarla ve perukla çıkar. Yüzü her üç günde bir ağdayla temizlenir. 

Carlo Ponti, karısı Sophia Loren, Lara rolünü oynasın diye film haklarını satın alır. Ancak David Lean Loren'i fazla uzun olduğu gerekçesiyle oynatmak istemez, onun yerine Fahrenheit 451'den hatırladığımız güzeller güzeli Julie Christie'ye karar verir. David Lean ayrıca Tonya rolü için Audrey Hepburn'ü oynatmak ister, ancak Geraldine Chaplin (Charlie Chaplin'in kızı) deneme çekiminde Lean'i çok etkiler.

Kitapla Film Arasındaki Farklar

  • Kitap Jivago'nun çocukluğundan başlayıp düz sıralamayla devam ederken; film Tanya ve Yevgraf buluşmasıyla başlıyor. Tüm film Yevgraf'ın gözünden, onun dış ses müdahaleleriyle Yuri'nin hikayesi olarak aktarılmış.
  • Kitapta Yuri'nin dayısı uzun uzadıya tasvir edilir, Yuri'nin annesine karakter olarak benzer, eski bir rahiptir, ileride çok ünlü bir yazar olacağından bahsedilir; filmdeyse birkaç sahnede belli belirsiz görünür.
  • Filmde Yuri'ye kırmızı bir balalayka miras kalır. Filmin yer değiştirmeye ilişkin dönüm noktası niteliğindeki sahnelerinde bu balalayka leitmotiv olarak tekrar tekrar gösterilir. Eskiden fabrikalara, markalara sahip olan bir babadan kalan tek miras olan balalayka, bir bakıma Yuri'nin talihsizliğini sembolize eder.
  • Kitapta Yuri Lara'yı ilk kez, Lara'nın Komarovski'yi öldürmek amacıyla gittiği baloda görür. Filmde ise ilk olarak tramvayda görür. Yıllar sonra Yuri tekrar tramvaya binecek, yolda yürüyen sarışın bir kadını Lara sanacak, onu takip etmek üzere aceleyle indiğinde yere yığılıp bir daha kalkamayacaktır.
  • Kitapta Yevgraf kritik anlarda ortaya çıkıp kurtarıcı rolünü üstlenir, güçlü bir pozisyonda olduğu ve güçlü bağlantıları olduğu anlaşılır, ancak hikayesi okura aktarılmaz. Filmde Rus Devrimi'nde nasıl bir rol üstlendiğini, ideolojisini açıkça anlatır. Petrov ismiyle orduya girer. Görevi yenilgiyi hazırlamaktır. Buradan devrime zemin hazırlayacaklardır. "Botlar eskidiğinde savunma bitecekti, botlar eskidi ama savunma devam etti, Comrade Lenin bile yaşanacak acıyı tahmin edemezdi."
  • Kitapta Yuri'nin Lara'yla karşılaşacakları hastanenin bulunduğu bina, dul bir yaşlı kadının evidir. Orada çalıştıkları süre içinde iyi ilişkiler geliştirirler, aile gibi olurlar. Filmde bu aile ortamı biraz yansıtılsa da kadından bahsedilmez.
  • Kitapta Yuri 1917 yılında gizli bir treni kullanarak rahat bir yolculukla Moskova'ya döner. Filmde bu gösterilmez.
  • Kitapta Varikino'ya gittiklerindeYuri, Lara'yı kütüphanede görür, ilk gördüğünde yanına gidemez, ikinci kez gördüğünde konuşurlar. Filmde ilk seferde konuşurlar.
  • Filmde Komarovski Pasha'nın öldüğünü söyler. Kitapta ise Pasha, Lara Komarovski ile gittikten sonra Yuri'nin kaldığı, Pasha ile Lara'nın eski evine gelir ve orada intihar eder.
  • Filmde Lara ile Yevgraf'ın aralarında etkileşim olduğundan bahsedilir, kitapta böyle bir şey yoktur.
  • Kitapta Yuri üçüncü olarak Marina ismindeki genç kızla evlenir ve 2 çocukları olur, böylece toplam 5 çocuğu vardır. Filmde Marina'ya hiç yer verilmez, toplam 3 çocuğu vardır.

Hiç yorum yok: