8 Haziran 2016 Çarşamba

Filmden Kitaba: Dead Poets Society


Peter Weir yönetmenliğinde çekilen Ölü Ozanlar Derneği, 1989 yılında çıkar. Başrolde çok sevdiğimiz Robin Williams oynamaktadır. Senaryosunu Tom Schulman yazmıştır.

Tom Schulman, senaryoyu yazarken kendi yaşam tecrübelerinden faydalanır. Welton Academy'yi yaratırken kendi okuduğu Montgomery Bell Academy'den; John Keating karakterini yaratırken de kendi hocası Samuel Pickering'den esinlenir.

Film özetle 1959 yılında başarıya odaklı, aşırı disiplinli ve muhafazakar Welton Academy lisesinde okuyan bir grup gencin, cesur ve şiir aşığı öğretmenleri John Keating sayesinde Carpe Diem felsefesiyle tanışmalarını, onlara dayatılan disiplinden ve kurallardan biraz sıyrılarak şiir ve sanat aracılığıyla özgürlüğü tatmalarını ve içlerindeki özgürlük aşkı ve dış dünyadaki baskı arasında sıkışıp kalmaları nedeniyle ortaya çıkan dramatik olayları anlatmaktadır.

Senaryo çıktığı dönemde o kadar beğenilir ki En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü'nü alır.

Dediğim gibi filmin bir de roman uyarlaması var. N. H. Kleinbaum tarafından filmin senaryosundan uyarlanan roman, 1989 yılında Hyperion yayınevi tarafından Amerika'da yayınlanır. Yazar, senaryonun eski bir versiyonundan uyarlama yaptığı için filmle bazı noktalarda farklar var.

O kadar da önemli olmayan minik farklar, okumayın

- Kitapta Welton Academy'nin yeni yıl açılış töreninde, okulun yaşayan en yaşlı mezunu konuşuyor. Filmde bu yok. Adamın bir kenarda öylece oturduğunu görüyoruz sadece.

Knox'un Chris'i ilk kez gördüğü akşam yemeği detaylı olarak anlatılmamış filmde. Örneğin Chet'in kız kardeşi Ginny karakteri filmde hiç yok.

- Kitapta John Keating şiirin tanımlandığı 21. sayfayı açtırıyor ve öğrencilerden bu sayfayı yırtmalarını istiyor. Filmde ise sadece 21. sayfa değil, tüm giriş bölümü yırtılıyor. Cameron'ın  cetvel kullanarak yırtma sahnesi filmin en komik anlarından biri.

- Kitapta Todd anne babasının ona aldığı geçen senekiyle aynı okul setini beğenmiyor, ama bir şey de yapmıyor. Filmde okulun çatısından aşağı fırlatarak ondan kurtuluyor. Film versiyonu daha çok hoşuma gitti.

- Kitapta Keating hiçbir zaman Neil'in babasıyla karşı karşıya gelmiyor. Filmde ise tiyatro çıkışında Neil'i kutlayan Keating ile Neil'in babası arasında gerginlik oluyor.

Umarım okumamışsınızdır, çünkü gerçekten minik farklar.

Ben film-kitap-film sıralamasıyla gittim. Filmi kaç zaman önce, lisedeyken izlemiştim. Carpe Diem fikrinden, Welton Academy öğrencileri gibi ben de çok etkilenmiştim. Kurgusu o dönemde içimi çok acıtmıştı. Filmin sonunda gerçekleşen şey nedeniyle boğazımda kocaman bir yumru oluştuğunu ve kalabalığın içinde ağlamamak için kendimi sıktığımı hatırlıyorum.

Birkaç gün önce tekrar izlediğimde kurgusu bana çetrefilsiz ve basit geldi açıkçası. Demek ki insanı hayatının belli bir döneminde etkileyen filmlerden biri bu.

Kitap son derece kısa, neredeyse senaryonun aynısı. Karakterlere derinlik katılmamış, bazı detaylar daha farklı. Bunların kasten yapıldığını zannetmiyorum. Dediğim gibi senaryonun eski bir versiyonundan uyarlama yapıldığı için bazı kısımlar farklı kalmış olmalı.

Aslında ben bu filmin neden romanlaştırıldığını da çok anlayabilmiş değilim. Film haliyle son derece güzel bir eser. Konusu sade, dram miktarı yerinde, oyuncular güzel, senaryo özgün. Romanı olmasa da olurmuş, bana çok bir şey kattığını söyleyemeyeceğim. Edebi anlatımı kullanarak birtakım değişiklikler yapsa, örneğin ana fikirden sapmadan başka olaylar eklese, karakterlerin derinine girse çok da güzel bir kitap olurmuş. Ama böyle çabalara girmemiş yazar. Senaryoyu düz yazıya dökmüş desem yanlış olmaz. Bu haliyle bana çok yavan geldi, oturup senaryoyu okuyun daha iyi.

Dramın miktarı yerinde demişken, söylemeden geçemeyeceğim. Senarist Tom Schulman'ın yazdığı orijinal senaryoda, Mr. Keating filmin sonunda ölüyor. Yönetmen Peter Weir bu sahneyi atarak, Todd Anderson'un cesaretini topladığı ve masanın üzerine çıkıp "O Captain! My Captain" diye bağırdığı sahneyi filmin finali olarak bırakmayı uygun görüyor. Ben de bu noktada yönetmenle aynı fikirdeyim. Zaten yeterince dram varken, bir de Keating'in ölmesine hiç mi hiç gerek yok. Todd Anderson'un yaptığı çıkış bize yeter de artar bile.

Filmin yaptığı atıflar

Şiir severler için bu kısım güzel olabilir. Yukarıda söylediğim gibi John Keating, şiiri gerçekten seven bir İngilizce öğretmeni. İlk dersinde öğrencilerinin yüzüne bakıp "O Captain! My Captain!" diyor, sonra bunun Walt Whitman şiiri olduğunu öğreniyoruz. Film boyunca Walt Whitman'a çeşitli atıflar var. Bunun gibi Shelley, Throreau, Byron, Wordseworth isimleri de geçiyor. Ama Keating'in favorisi açık ara farkla Walt Whitman.

Dipnot: Oyuncularla ilgili

Filmi izlerken yeni hallerini son zamanlarda izlediğim 2 oyuncunun 18-20 yaşlarındaki hallerini gördüğümde çok keyif aldım. Bunlardan birincisi Knox Overstreet'i canlandıran Josh Charles. Yakın zamanda final yapan, prodüktörlüğünü Ridley Scott'ın üstlendiği sürükleyici Good Wife dizisinin Will Gardner'ını 18 yaşındaki haliyle filmde görmek beni çok eğlendirdi. Saçlarını tarama yönü hariç, tipinde hiçbir şey değişmemiş. Yıllar önceki liseli çocuk suratını hala muhafaza ediyor bence.

İkincisi de 2014 yapımı mükemmel Boyhood filminde baba karakterini canlandıran oyuncu, bilin bakalım kim? Şaşıracaksınız: Todd Anderson, yani gerçek adıyla Ethan Hawke. Her iki filmde de favori karakterim oldu, diğer filmlerini takibe alacağım sanırım.

Sonuç olarak, artık bir efsane olan filmi, Robin Williams'ın anısına tekrar izlemenizi tavsiye ederim. Kitaba gelince, bence kitapla vakit kaybetmenize gerek yok, okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz.

Hiç yorum yok: