Başrollerinde Dev Patel, Nicole Kidman ve Rooney Mara‘nın oynadığı, 2016 yapımı Garth Davis filmi. Saroo Brierley‘nin gerçek öyküsünü yazdığı biyografik kitabı A Long Way Home‘dan (2013) uyarlandı.
Özet
Hindistan’ın Khandwa bölgesinde Hindi bir annenin ve Müslüman bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Saroo, babası başka bir kadınla evlenip ailesini terk ettikten sonra 5 yaşına kadar annesi ve 3 kardeşi ile birlikte sefil bir yaşam sürüyor. Küçük ve bakımsız evde yaşamaya çalışan ailede anne taş taşıyor, en büyük ve ortanca oğul günlerce evden uzaklaşıp tren istasyonlarında yemek ve para bulmaya çalışıyor, Saroo genellikle küçük kız kardeşine bakmak için evde duruyor veya evlerinin civarına çıkıp yiyecek ve para arıyor.
5 yaşındayken, yeterince büyüdüğünü ispat etmek için küçük kız kardeşini arkasında bırakarak ağabeyi Guddu ile tren istasyonuna çıkıyor. Yorulup mızmızlandığı için Guddu onu bir bankın üzerine bırakıyor ve hemen döneceğini, kıpırdamamasını söylüyor. Bank üzerinde biraz uyuyan Saroo uyanınca önündeki trenin daha güvenli olabileceğini düşünerek giriyor ve uyuyakalıyor. Uyandığında trenin hareket ettiğini ve onu evlerinden uzaklaştırdığını görüyor ve panikliyor.
İndiğinde (aslında yaklaşık 20 saatlik bir yolculuk yapıyor) bir süre istasyonda yatıp kalkıyor, yardım bulmaya çalışıyor, trenlere binerek evine geri dönmeye çalışıyor ama sonuç alamıyor. Sokaklarda geçirdiği yalnız günlerinde 2 kere tehlikeli insanlarla burun buruna gelse de paçayı kurtarmayı başarıyor.
Tesadüfen kendisini bulan genç bir adam Saroo‘yu polise teslim ediyor. Burada şansı dönüyor ve Avustralya’daki bir aileye evlatlık veriliyor. Saroo yeni ailesine adapte oluyor ve yüksek standartlarla büyüyor.
Yetişkin olduğunda, Google Earth yardımıyla, gittikçe takıntıya dönüşen bir motivasyonla tekrar ailesini aramaya koyuluyor. Mevcut ailesini gücendirmemek için genellikle araştırmalarını gizli tutuyor. Yıllar süren araştırmalarının sonunda harita üzerinden evini bularak Hindistan’a uçuyor. Hala aynı mahallede yaşayan annesini buluyor. Ne yazık ki birlikte çıkıp kaybettiği ve yıllardır kavuşmak için can attığı abisi Guddu‘nun, kendisi kaybolduktan birkaç gün sonra bir trenin altında kalarak öldüğünü öğreniyor. Hindistan’daki ailesiyle Avusturalya’daki ailesini de tanıştırarak ilham veren bir hayat hikayesi yaşamış oluyor.
—
Başlarda kendi çevresinde yankı uyandırıp etrafa yayılan bu hikaye yayıncıların ve senaristlerin de dikkatini çekti. Öykü, 2013 yılında derli toplu bir kitap haline getirilip yayınlandı. Saroo, geçirdiği bu uzun yolculuğu kitapta kapsamlı bir şekilde anlattı. 13 bölümden oluşan kitapta hem Saroo’nun çocukluk anılarını, hem kaybolma psikolojisini, hem yeni bir kültüre adapte olma sürecini hem de biyolojik ailesi ve üvey ailesi arasında köprü olma çabasını görüyorsunuz.
Prologue (Önsöz): Saroo annesinin yaşadığı eski eve gider ve orada kimse olmadığını görüp hayal kırıklığına uğrar, daha sonra bir komşu devreye girecektir ve onu bir yere götürür.
Remembering (Hatırlama): Saroo‘nun yolculuğun sonuna yaklaştığı giriş bölümünden sonra, birden çocukluğuna ineriz ve hikayeyi en baştan başlayarak okumaya başlarız. Bu kısımda Saroo‘nun Hindistan’daki hayatından hatırladığı anılara yer verilir.
Getting Lost (Kaybolma): Guddu ile çıkıp kaybolur ve uzun tren yolculuğunda panikler.
Survival (Hayatta Kalma): İndiği tren istasyonunda yardım bulamaz, kendi başının çaresine bakmak zorunda kalır. Yerlerde bulduğu yiyeceklerle beslenip bankların altında uyuyarak haftalar geçirir.
Salvation (Kurtuluş): Tesadüfen kendisini bulan genç bir adam tarafından polise verilir. Buradan çocuk esirgeme kurumuna sevk edilir.
A New Life (Yeni Bir Hayat): Ailesi olmayan çocukları evlatlık edinmek isteyip yurt dışında yaşayan ailelerle birleştiren bir yardım kuruluşu aracılığıyla Avustralya’lı bir aileye evlatlık verilir.
My Mum’s Journey (Annemin Yolculuğu): Saroo‘nun hikayesi kadar onu evlatlık edinme kararı alan annesinin hikayesi de önemlidir. Geçmişinde bazı şeyleri yaşamamış olsa, evlatlık edinme kararı almayacak, Saroo‘yu yetiştirmeyecektir.
Growing Up (Büyüme): Diğer evlatlık kardeşi Mantosh ile geçirdikleri kültürel adaptasyon süreci anlatılır.
Resuming the Search (Aramaya Devam Etme): Google Earth diye bir şey çıkmıştır ve Saroo başlarda yavaş internetiyle birkaç kez baktıktan sonra pes etmiştir. Bu bölümde araştırmasına yeniden başlar. İnternet hızlanmıştır, Facebook da çıkmıştır. Gittikçe takıntı haline getirecektir.
Finding Home (Evi Bulma): Yaklaşık 5 senelik bir arama sürecinden sonra nihayet evini bulur.
Meeting My Mother (Annemle Tanışma): En baştaki sahneye geri döneriz. Annesinin mahallesine gider. Evde bulamayınca hayal kırıklığına uğrar. Bir komşusu alıp onu bir yere götürür. Götürdüğü yerde annesi onu bekliyor olacaktır. Burada Saroo ismini yıllarca yanlış telaffuz ettiğini öğrenecektir ve Hintçeyi unuttuğu için annesiyle tercüman aracılığıyla konuşacaktır.
Rocennection (Yeniden Temas Kurma): İlk buluşma anını atlattıktan sonra ikinci günde ailesiyle uzun uzun vakit geçirerek kardeşlerini görür. Bu arada yıllar önce kaybolan çocuğun geri dönüş hikayesi yerel medyanın dikkatini çeker.
Reaching Out (Avustralya’ya geliş): Artık biyolojik ailesini bulmuş, soruları yanıtlanmıştır. Üvey ailesiyle olan ilişkisini eskiden olduğu gibi sürdürmek için çok hassas davranır. Brierley‘ler de aynı olgunluğu gösterecektir ve Saroo‘yu kaybetme kaygıları yaşamadan gerçek ailesini bulmasından memnuniyet duyacaklardır.
Returning (Geri Dönüş): Yıllar önce tanımadığı bir tren istasyonunda inince bir sürü tren deneyip bulamadığı evini, bu sefer bulup o hazzı yaşamak ve korkularıyla yüzleşmek ister. Bu nedenle Burhanpur istasyonuna trenle gitmek için Hindistan’a geri döner. Yolculuğu bu sefer başarıyla atlatır ve geçmiş sayfaları bir bakıma tamamen kapatır.
Film hikayeyi bozmadan ve dramatize etmeden anlatmayı başardığı için iyi bir uyarlama. Birkaç değişiklik var tabi. Örneğin normalde Sue, Saroo’nun odasına bir harita koyuyor ve Hint aksesuarları yerleştirerek onu bir şekilde köklerine bağlıyor. Belki de yıllar sonra Saroo’nun haritalarda arayarak evini bulma fikri bu sayede bilinç altına yerleşiyor. Filmde bu iki önemli detay atlanmış.
Film afişi yanıltıcı, çünkü bir aşk hikayesi bekliyorsunuz. Var mı? Var. Ama asla hikayenin merkezinde değil.
Saroo‘yu oynayan Dev Patel, rolüne hazırlanırken Tazmanya ağzıyla konuşmak için egzersizler yapıyor. Sue Brierley rolünde Nicole Kidman‘ın oynaması aslında Sue‘nun önerisi. En başından itibaren kendisini Nicole Kidman‘ın canlandırmasını çok istiyor ve istediği oluyor. Saroo‘nun çocukluğunu oynayan aşırı sevimli Sunny Pawar gerçekten İngilizce bilmiyor ve Nicole Kidman ile filmdekine benzer bir bağ kuruyorlar.
89. Oscar ödül törenine 6 adaylıkla giden film ne yazık ki hiçbir ödül alamadan döndü.
İlham verici bir hikaye. Özellikle kitabı şiddetle tavsiyedir.
İyi okumalar.