19 Mayıs 2018 Cumartesi

Çizgi Romandan Filme: The Punisher (1986)

 İlk olarak 1974 yılında The Amazing Spider Man'in 129. sayısında boy gösteren Marvel karakteri The Punisher, o dönem Spider Man'ı yazan Gary Conway tarafından, Don Pandleton'ın yazdığı The Executioner karakterinden esinlenilerek oluşturulur. Eski bir FBI ajanı olan Frank Castle, karısı ve çocukları kötü adamlar tarafından öldürüldüğünde eski hayatını ardında bırakır, intikam yemini eder ve kötülere karşı savaş açar. Etrafta dolaşan gangsterleri, suçluları hedef alan duygusuz bir ölüm makinesi, adalet dağıtıcısıdır. Conway ilk olarak Stan Lee'ye karakterin isminin Assassin olmasını önerir. Ancak Stan Lee, bu kelimedeki olumsuz çağrışımların karakterin çıkış noktası olan iyilikle çeliştiğini düşünerek karaktere The Punisher ismini önerir. Yıllar boyunca Spider Man, Nightcrawler ve Daredevil'de ara ara görünen karakter, ilk olarak 1986 yılında 5 sayılık bir mini seri olarak kendi ismiyle yayınlanır. Yanlış bir banner nedeniyle sayıların üzerinde "4 sayılık özel edisyon" yazsa da, toplam 5 sayıdan oluşur. Bundan sonra 100 küsur sayılık serilerle 1990'ların ortasına kadar popülerliğini korur. Ekonomik kısıtlamalar nedeniyle verilen bir aranın ardından 90'ların sonuna doğru tekrar gündeme gelir, günümüze kadar çeşitli serilerle yayınlanmaya devam eder.

Marvel'ın bu karanlık karakteri elbette film yapımcılarının gözünden kaçmaz. İlk olarak 1989 yılında nam-ı diğer Ivan Drago, Dolph Lundgren'in başrolde oynadığı filme, daha sonra John Travolta'lı 2004 yapımı filme, daha sonra 2008 yapımı Punisher: War Zone filmine, son olarak da 2017'de yayınlanmaya başlayan, hala devam eden diziye uyarlanır. Yazıda 1986'da yayınlanan 5 sayılık mini seriden, 1989 yapımı filmden ve 1990 yılında The Punisher Movie Special ismiyle bu filmden uyarlanan çizgi romandan bahsedeceğiz.

The Punisher (1986) (Çizgi roman #1 - 5)


Karakterin kendi ismiyle çıkan ilk seridir. Punisher'ın geçmiş yaşamında başından geçenler, intikam motivasyonu okura açıklanır. Geçmişten gelen birkaç düşmanının ismi bu seride geçer. Örneğin daha önce yüzünü tanınmaz hale getirdiği Jigsaw, öldürdüğü Mickey Masserey'nin oğlu Tony, daha önceden ismini duyduğu Nolo Contendre bu sayıda peşinden gelecektir. Bu mini seride Ryker's hapishanesine düşecek, hapishanenin yönetimindekilerin de mensubu olduğu Trust birliğiyle tanışacak, karşısına çıkan tüm kötülerle mücadele edecektir.


#1 Circle of Blood: Frank Castle'ın ailesi Hitman tarafından öldürülür. Acı duygusunu silip kendini suçluları cezalandırmaya adar.  Bu arada Ryker hapishanesinde bir toplu firar planlanmaktadır. Hapishane müdürü kapasitesini gözlemlemek için Punisher'ı hapishaneye atar ve Don Cervello ve azılı düşmanı Jigsaw'un liderliğini yaptığı firarı bastırdığını gördüğünde ona Trust ismindeki, ülkedeki suçu yok etmeyi amaçlayan bağımsız katılımcılardan oluşan gruba katılmayı teklif eder. Trust'a katılmayı kabul ettiği için serbest bırakılan Punisher'ın haberi sokaklarda yayıladursun, Charlie Siciliano birkaç ay önce Punisher tarafından öldürülen Hitman'in oğlu Tony'yi yanına çağırarak onu Punisher'a karşı kışkırtır. Trust kıyafetini üstüne geçiren Punisher ve intikam yemini eden Tony sonraki bölümlerde karşı karşıya gelecektir.

#2 Back to the War: Punisher ünlü mafya babası, çete lideri Wilson Fisk'i haklamak üzere binaya girdiğinde Fisk'in kaçtığını, yem olarak sahte bir Fisk'in öldürüldüğünü görür. Kendisine tuzak olarak yerleştirilen bombanın etkisinden kurtulmak için atlayıp düştüğü çöp konteynerinden onu Angela adında gizemli bir kadın kurtarır ve romantik bir gece geçirirler. Punisher, gerçek Fisk'in nerede saklandığını soruşturmaya başlamadan önce durumu lehine çevirmek için basına Fisk'i kendisinin öldürdüğünü söyleyerek tüm mafya alemine liderlerinin öldüğü yanılgısını yaşatır, böylece bir kaos ortamı yaratır ve kendi ölüm listesinde yer alan kötülerin birbirlerini öldürmesini seyretmeye koyulur. Charlie Siciliano bu kaos ortamının işlerine zarar vereceğini bildiği için taraflar arasında barış sağlamak üzere bir konferans düzenler. Bu arada Tony bir yerde saklanmış, Punisher'ın hamlelerini gözlemlemekte ve intikamını alacağı günü iple çekmektedir. Detroit'li Hitman Nolo Contendre konferansa gelerek karanlık çete üyelerini öldürmeye koyulur. Contendre'yi uzaktan tanıyan ve ona hayranlık besleyen Punisher, onu kimin tuttuğunu öğrenmek için peşine düşer. Öğrenemeyecektir. Taktik olarak başlattığı kaos kontrolünü kaybettiği bir savaşa dönüşmüştür. Ayrıca evi, silahları da birileri tarafından ele geçirilmiştir. Artık hayatta yalnız ve hazırlıksız kalan Punisher, güvenebileceği tek kişi olan Trust kontakt numarasını arar. Telefonu Alaric açar, Angela da yanındadır, bu şüpheli yakınlıktan haberi olmayan Punisher kendisini Trust'a yakın hissetmeye başlayacaktır.

#3 Slaughterday: Ejszaka'nın adamları mafyatik Santiago kardeşlerden Tomas ve Carlos'u öldürür. Çatışmanın içinden sağ kalan Santiago'yu kurtaran Punisher, süregelen savaşı durdurması karşılığında Tomas'a canını korumayı teklif eder. Santiago'nun geçmişinin o kadar da kirli olmadığını, bu nedenle öldürülmeyi hak etmediğini düşünen Punisher onunla iş birliği yaparak savaşı durdurmayı planlar ve ilk hamle olarak Charlie Siciliano'yu tekrar barış konferansı yapmaya ikna etmesini söyler. Bu arada Angela, Punisher'la romantik yakınlığını sürdürmektedir, bir yandan Alaric aralarında geçen konuşmaları dinler. Evini ve eşyalarını tahrip edenin Alaric ve adamları olduğunu öğreniriz, tıpkı Angela'nın Punisher'la yakınlaşması gibi, bu da Punisher'ı Trust'a çekmek için kurulmuş bir kumpastır. Bu arada Mickey Massera'nın oğlu Tony Massera Punisher'ı takibe devam etmektedir, bunu anlayan Punisher onunla yüzleşir ve intikam için peşinde olduğunu öğrendiğinde yaptığı işi sorgulamaya başlar. Onun intikam ateşi başkalarında da intikam hissini körüklemekte ve bitmez bir savaş ortamı oluşmaktadır. Bu savaş ortamında kötülerden daha çok iyilerin ölmesi Punisher'ın canını yakmaktadır. Bu arada Santiago Siciliano'nun öldüğünü öğrenir, öldürenin Punisher olduğunu söylerler. Coriander Punisher kılığına girerek Siciliano'yu ve Santiago'yu öldürür. Yaptıkları için ona minnettar olsa da sorularına cevap bulmak için Coriander'ın peşine düşen Punisher, kovalamaca sırasında Coriander'ın yanlışlıkla bir çocuğu öldürdüğünde yaşadığı yıkımı görür, Coriander'ın asıl kötü adam olamayacağını, onu başka birinin yönettiğini anlar ve Coriander'dan bu kişinin Alaric olduğunu öğrenir. Bunu öğrenmesiyle birlikte Angela sahneye çıkar, her şeyi açıklar ve Punisher'ı vurarak kaçar. Artık tüm kartlar açılmıştır.

#4 Final Solution: Punisher, kendisini Angela ve Alaric'e götürmesi için hapishane müdürünün yardımcısına gider, tam içeri girdiğinde Punisher kılığına giren başka bir adam müdür yardımcısını öldürecektir. Dosyaları arasından müdürün yerini bulur ve yanına gider, müdür de bir Punisher tarafından öldürülmek üzereyken onu kurtarır, Alaric'le ilgili bilgi alır. Alaric suça karşı savaşmak için bir ölüm çetesi kurmuş, azılı suçluların beyinlerini yıkayarak onları birer katil haline getirmiş, karşısına çıkan masum insanlar da dahil olmak üzere ölüm saçan bir birlik oluşturmuştur. Ryker's hapishanesinden hatırladığımız Jigsaw da bu birlikte görev yapmaktadır. Alaric'in yerini müdürden öğrenen Punisher, yolda kendisini takip eden Tony'nin arabasına el koyup Alaric'in evine girmeyi başarır. Alaric, Angela'nın kaçmasını sağlar ve Fisk'in ölmediği ve Alaric'in peşinde olduğunu söyleyerek kendisine karşı isyan belirtileri gösteren Texas'ı öldürtür. Geriye sadece Punisher kalmıştır. Kapana kısılan Punisher'ı zehirli gazlarla etkisiz hale getirir. Amacı beyin yıkamak ve oluşturduğu timin başına Punisher'ı getirmektir.

#5 Finale: Gazlı odada kapana kısılan Punisher, üzerindeki donanımdan ve kıyafetlerinden faydalanarak oradan kaçmayı başarır. Punisher kılığına giren diğer suçlular, beyin yıkanmış hallerinden sıyrılarak kaçışırlar, yalnızca geçmişten kendisine kişisel kin besleyen Jigsaw onunla savaşma cesareti gösterir, elbette yenilecektir. Herkesi aşan Punisher Alaric'le yüzleşmeye gider. Onu öldürmemek için tek bir şartı vardır, Alaric gazeteci Ben Ulrich'i arayıp yaptığı her şeyi itiraf edecek ve Punisher'ın ismini temize çıkaracaktır. Anlaşmayı kabul eden Alaric sağ kalır. Bu arada Tony, Punisher'ın işinin bitmesini beklemiş, onu öldürmek için kapısına dayanmıştır. Punisher'ın intikamla ilgili yaptığı konuşmadan sonra bunun bitmeyecek bir savaş olduğunu anlayan Tony, onu öldürmekten vazgeçer. Alaric'in binasından çıkan Punisher, kapıda bekleyen arabadaki Angela'yı görür, arabanın radyatörüne ateş eder ve Angela'nın arabayla birlikte köprüden düşüşünü seyreder. Kötülüğe karşı savaşan, ancak masumları da yok eden Trust birliği böylece yok olmuştur.

The Punisher (1989) (Film)


Mark Goldblett'in yönettiği film o güne kadar çıkan herhangi bir sayının uyarlaması değildir, tamamen farklı bir hikaye ve farklı karakterler vardır. Yalnızca babasını öldürdüğü için Punisher'dan intikam almak isteyen ünlü gangsterin oğlu Tony 5 sayılık mini seride biraz daha farklı koşullar altında yer alır (babasının ismi ve yaşı değişiktir). Dolph Lundgren, Kim Miyori, Zoska Aleece, Jeroen Krabbé gibi akılda kalıcı performanslara sahip oyuncular dikkat çeker. Çizgi romana göre Frank Castle'ın ailesi piknik sırasında Hitman tarafından öldürülür. Filmde ise Moretti, uyuşturucu çetelerinin üzerine gelen Frank Castle'ı ortadan kaldırmak için arabaya bomba yerleştirerek ailesini öldürür. Punisher'ın motosikleti, yer altı evinde Tanrı'yla yüzleştiği sahneler, Japon dövüş sahneleri akılda kalıcıdır. Çizgi romanın ruhu sayesinde ortalama aksiyon filmlerinden bir adım öne çıkan bir filmdir. Fantastik filmlerin kendine has sahne ve kostüm dekorları sayesinde filmden çirkin bir 80'ler kokusu yayılmaz. Hatta devreye giren İtalyan mafya şıklığı ile kostümlere klasik bir hava hakim denebilir. Dolph ölüm makinesi rolü için aşırı derecede uygun olmasına rağmen, karakterin geçmişindeki normal aile babası vicdanlı adam kostümü üzerine pek yakışmaz, bunu izleyiciye pek hissettiremez. Japon kadınla dövüştüğü sahnede de, gangsterlerin çocuklarını kurtarmaya karar verdiği sahnede de, Tony'nin ona sarılıp ağladığı sahnede de yüzünde aynı boş ifade vardır.

The Punisher: Movie Special (1990)


1989 yapımı filmden sonra çıkan, filmdeki hikayeyi uyarlayan özel bir sayıdır. İç kapakta Punisher'la özdeşleşen kuru kafa simgesini ve tıpkı filmdeki gibi kabzasında kuru kafa oyması bulunan bir bıçağı, bıçağın girdiği yerde, karakterin doğduğu yer olan Spider Man'deki örümcek ağını andıran çatlakları görürüz.

Filmden farklı olarak hikaye biraz daha geçmişten başlar. Frank'in polislik yaptığı günleri, Franco ailesi ve Moretti ile aralarında geçen husumeti, Moretti'nin Frank'in karısını ve çocuklarını öldürdüğü bombalı saldırıyı görürüz. Teğmen Jake, Frank'in yakın bir aile dostudur, filmde buna da pek değinilmez.

Genel olarak filmdeki fiziksel görünümlerle çizgi romanlardaki karakterler pek tutmasa da birkaç karakter birebir çizilmiştir. Tommy, Jake, Sam Leary, alkolik sanatçı.

Filmdeki izlemesi en keyifli karakterler olan duyma engelli üvey kızla dövüş sahneleri çizgi romanda hiç yer almaz, belki de en büyük farkıdır.

Tommy son anda Punisher'ı vurmaktan vazgeçtiğinde ona sarılıp ağlar. Filmdeki Punisher bu ağlama sahnesine tamamen hissiz kalıp kılını kıpırdatmazken, çizgi romandaki Punisher çocuğa sarılır. Çizgi roman yorumu, Frank'in geçmişindeki çocuk sevgisini daha çok vurgulayarak karakterin vicdanlı yönünü daha fazla öne çıkarır. Filmde Dolph'un veremediği "vicdan" hissini hissini çizgi romandaki Punisher gayet net verir.

---

The Punisher dünyasına girmek istiyorsanız, 80'lerde çıkan ilk seriler sizin için iyi bir başlangıç olacak. Punisher (1989) filmi herhangi bir seriden uyarlanmaz dolayısıyla öncesinde bir şey okumanıza gerek yok ancak isterseniz ilk 5 sayılık seriyi okuyup karakter hakkında biraz fikir edinin. Ayrıca yazıda da belirttiğim gibi kendisinden uyarlanan çizgi romanı filmden sonra okuyabilirsiniz. 2004 yapımı filmi izlemeden önce ise Year One ve Welcome Back, Frank serilerini okumanız tavsiyedir. Ayrıca bu filmin de uyarlama bir çizgi romanı var, filmden sonra bakabilirsiniz. 2008 yapımı War Zone filmi zaten aynı isimli seriden uyarlama, izlemeden önce onu okumanız tavsiyedir. 2017'de başlayan dizi bildiğim kadarıyla herhangi bir seriden uyarlama değil, öncesinde genel bir fikriniz olması yeterli.

Hiç yorum yok: