12 Eylül 2016 Pazartesi

Kitaptan Diziye: The Ray Bradbury Theatre - Sezon 1

1985-1992 yılları arasında 65 bölüm halinde yayınlanan Kanada yapımı dizi. Fahrenheit 451'in yazarı Ray Bradbury'nin öykülerine dayanarak çekiliyor.

Yazarı distopik romanı ile tanımış olsak da, bu seride genel olarak kısa korku temalı öyküler ekrana aktarılmış. Dizinin başında yaklaşık 1:30, 3:00 dakika boyunca Ray Bradbury'nin kendisini görüyoruz. Bu giriş kısmında öykülerini yazarken ilhamını nasıl bulduğunu izleyicisine açıklıyor. Bazen karanlık bir kasabada kendisine yaklaşan trenden ilham alıyor, bazen elinde bir sapanla kayalıkların üzerinde gezip ilham bulmaya çalışıyor. Tamamen deli bir yazarın zengin hayalgücünü yansıtan minik öyküler bekliyor bizi.

Tam olarak düzenli sezonlar söz konusu değil. Ben sıralamaya hiç kafa yormayıp IMBD'deki sezon sınıflandırmasına göre gittim. Buna göre, ilk sezon 6 bölümden oluşuyor. Sonraki sezonlarda daha çok bölüm var. Toplam 6 sezon.

Seriye devam eder miyim bilemiyorum. Korku türüyle aram pek iyi sayılmaz. Üst üste korku öyküleri okumak pek ilgimi çekmiyor. Şema aynı, objeler farklı gibi geliyor. Dolayısıyla bir noktadan sonra sıkılıyorum. Arada sırada okumak, izlemek daha keyifli. İlk sezonun tüm bölümlerini aradan çıkarsam da bundan sonraki bölümleri aklıma geldikçe izleyeceğim.

Ama teker teker ele alırsak gayet keyifli bölümler var. 65 bölümün sonunda etrafımdaki tüm günlük nesnelerin beni korkutacağından şüphelenmiyor değilim. 

Bölüm 1 - Marionettes, Inc. (IMBD puanı 6,8)

Aynı isimli 10 sayfalık bir öyküden uyarlama. Dizi düşük bütçeyle çekilmiş, amatör bir yapıma benziyordu, çok beğenmedim. Öyküyü okumak daha güzeldi. Aklımda diziden yalnızca iki kişinin oyunculuğu kalacak: Braling rolünde James Coco ve Marionettes, Inc.'in sahibi rolünde Leslie Nielsen. Bu arada 80'li yıllardaki ofis ortamını görmek pek keyifli oldu. Yine resmi giyinmiş insanlar, yine beyaz ve soğuk bir atmosfer, yine bitki, ama devasa bilgisayarlar.

Bölüm 2 - The Playground (IMDB puanı 6,6)

Bu bölümün konusu tüylerinizi ürpertecek. Gecenin bir yarısı karanlık bir çocuk parkından geçerken bir anda tüm çocuklar oyunu bırakıp donuk bir ifadeyle adınızı söylemeye başlasa ve karınca sürüsü gibi üzerinize gelse ne hissedersiniz? Ray Bradbury'nin tarzı, dizinin girişinde kendisinin de açıkladığı gibi, günlük objelerden hikayeler çıkarmak üzerine kurulu. Bir çocuk parkı ve cıvıl cıvıl çocuklar neden korku öğesi olmasın?

Bölüm 3 - The Crowd (IMBD puanı 6,9)

Bu sezonda en beğendiğim bölüm oldu. Araba kazalarında bir anda etrafta beliren ve yardım etmek adı altında kazaya uğrayan kişiyi hareket ettirerek daha ciddi hasarlara neden olan kalabalıktan süphelendiğiniz oldu mu hiç? Ray Bradbury süphelenmiş ve onlardan şahane bir öykü yaratmış. Spelliner karakterini canlandıran Nick Mancuso bana çok tanıdık gelse de, oynadığı filmlere bakınca izlediğim bir şeye rastlamadım. Birine benzetmiş olmalıyım. Morgan rolünü oynayan R. H. Thomson'ı da birine benzettim ve kime benzettiğimi biliyorum. Doctor Who'daki Rory'yi  (Arthur Darvill) andırmıyor mu? Hikaye diziye uyarlanırken birçok detay eklenmiş. Tüm bu değişiklikler Ray Bradbury'nin kontrolü altında olduğundan bize yorum yapmak düşmez. Hem hikayesi, hem de dizisi güzeldi.

Bölüm 4 - The Town Where No One Got Off (IMBD puanı 7,2)

Bir başka son derece psikopat bölüm. Burada, trenlerden kimsenin inmediği, etrafta kimselerin görünmediği sakin kasabalar korku öğesine dönüştürülmüş. Oyunculukları ve öykünün sonunu beğendim. Cogswell rolünde oynayan Jeff Goldblum size de tanıdık geldi mi? İpucu vereyim o halde: The Grand Budapest Hotel.

Bölüm 5 - The Screaming Woman (IMDB puanı 7,1)

Başrolünde Drew Barrymore'un minik bir kız olarak oynadığı bölüm. Bu bölümü izledikten sonra minik çocuğunuzun uydurduğu hikayeleri bir daha hafife alamayacaksınız. Güzel bir bölüm olmuş. Sezonun diğer bölümlerinden farklı olarak, bu bir hikayeden uyarlanmıyor, Ray Bradbury hikaye değil senaryo olarak yazıyor.

Bölüm 6 - Banshee (IMDB puanı 6,6)

En teatral oyunculukları izleyeceğiniz ve en güzel İrlanda aksanını duyacağınız bölüm. Başrollerde Peter O'Toole ve Charles Martin Smith'i izleyeceksiniz. Banshee rolünüz ise Jennifer Dale canlandırmış. Ba-yı-la-cak-sı-nız.

Hiç yorum yok: