21 Mayıs 2016 Cumartesi

Kitaptan Filme: Harry Potter and the Philosopher's Stone


Harry Potter serisinin ve aynı zamanda yazarı J.K. Rowling'in ilk romanı. 1997 yılında Bloomsbury yayınevi tarafından İngiltere'de; 1998 yılında Scholastic Corporation yayınevi tarafından Harry Potter and the Sorcerer's Stone ismiyle Amerika'da yayınlanır. 2001 yılında Chris Columbus yönetmenliğinde Warner Bros tarafından filmi de çekilecektir.

Şüphesiz 21. yüzyılın en dikkat çekici edebiyat/sinema olaylarından biri. Ben serinin bu ilk filminde film-kitap-film sıralamasıyla ilerledim. Filmi izlemek keyifliydi, yalnız özellikle yarısından sonra biraz sıkılmıştım. Yaratılan evrene gözüm alışana kadar her şey çok heyecan vericiydi; alıştığımda olayların çözülmesini beklemek beni yormuştu.

Kitabı ise bir solukta okudum. Ve filmde neden sıkıldığımı anladım. Çünkü film, 17 bölümlük bir romanın her bölümünü sırayla işlemiş, yaklaşık olarak 10. bölümden sonra temposu biraz durağanlaşıyor. Heyecan verici şeyler olmasına rağmen o sırada yorulmuş oluyorsunuz ve dikkatiniz dağılıyor. Bir film için 17 bölümü sıkmadan aktarmak zor. Bölümlere ayırma taktiği kitapta tam tersine, işe yarıyor. 

FİLM KİTABA UYGUN MU? 

Yukarıda söylediğim gibi, 17 bölümün hepsini anlattığı için evet, uygun. Ama elbette sinemada saat sınırlaması var ve bazı şeylerin atlanması zorunlu. Filmde de bazı noktalar atlanmış. Bana göre kritik bazı noktalar atlanmış, bu nedenle film kitaba göre biraz daha zayıf kalmış. Ana karakterin geçmişi yeterince derin değil. Harry Potter ve Felsefe Taşı, bir giriş filmi olduğu için özellikle Harry Potter karakterini sağlam çizilmesi önemliydi. Hogwarts'a gitmeden önceki yaşamı çok kısa kesilmesinden hoşlanmadım.

KİTAPTA OLUP FİLMDE OLMAYAN ŞEYLER

Harry Potter'ın Teyzesi ve Eniştesi
Harry, Dudley adında şişman, bencil ve şımarık bir çocukları olan Dursley'lerin kapısına bırakılıyor
ve onlar tarafından büyütülüyor. Bu aile son derece sıkıcı bir hayat sürüyor ve her fırsatta normallikleriyle övünüyorlar, çünkü Teyze Dursley, zamanında Hogwarts'a çağırıldığı için dikkatleri üzerine çeken kızkardeşini çok kıskanıyor ve kendisinde benzer bir yetenek olmadığı için büyücülükten nefret ediyor. Harry, merdiven altındaki dolapta, örümceklerin arasında yaşıyor. Daima Dudley'nin küçülmüş kıyafetlerini giyiyor ve bu nedenle hep bol kıyafetlerle dolaşıyor. Dışarı da çıkarılmıyor. Dudley'nin doğum gününde Harry'ye bakacak olan komşuları uygun olmadığı için mecburen yanlarına almak zorunda kalıyorlar. Dudley ve kendi gibi sevimsiz arkadaşlarından oluşan çetesi Harry'yi sürekli tartaklıyorlar. Harry Hogwarts'a davet edilene kadar anne babasının büyücü olduğundan habersiz, ancak çok öfkelendiğinde kendisi küçük büyüler yapabiliyor, yine de bunun nedenini çözemiyor. Bu noktaların çoğu filmde verilmemiş. Sanki ortalama bir sevimsiz aileyle yaşıyormuş gibi hissediyor izleyici. Oysa karikatürize derecede kötü ve sıkıcı bir aile söz konusu.

Hagrid
Oyuncu seçimi mükemmel. Bununla birlikte orijinal romanda Hagrid taşralı ağzıyla konuşuyor, bu filme yansıtılmamış.

Tren sahnesi
Filmde Harry'yi Hogwarts trenine Dursley'ler götürüp bırakıyor. 9 3/4 peronu diye bir şey olmadığı için onu oraya bırakıp arkasından kahkahalarla gülüyorlar. Filmde ise Harry'yi Hagrid bırakıyor, kendi başına gidiyor. 

Draco Malfoy
Kitapta Harry ve Malfoy ilk olarak büyücülük malzemeleri satan dükkanda karşılaşıyorlar. Malfoy, Harry'nin adını öğrenince etkileniyor ve onu kendi yanına çekmeye çalışıyor ancak Harry Malfoy'dan hoşlanmıyor. Kendisi yerine Ron ile arkadaşlık ettiğini gören Malfoy, daha sonra Harry'ye karşı daima salt kötü oluyor. Filmdeki Malfoy da gıcık, evet. Ama bence kitaptaki kadar abartılmamış kötülüğü. Daha sempatik bir çocuk olarak kalmış. Ehh, olabilir.

Minerva McGonagall
Nedense filmde kötü gösterilmiş. Kitapta Gryffindor hata yaptıkça Snape puan kesiyor, kötü adam Snape. Filmde ise sürekli puan kesen kişi Profesör McGonagall. Ayrıca filmde McGonagall'ın kedi formuna bürünerek 1 gün boyunca Dursley'lerin penceresinde durduğu sahne yok. Oysa Vernon Enişte'nin sabah harita okuyan kedi görmesiyle dumura uğraması kitabın en keyifli kısımlarından biriydi.

Albus Dumbledore
Kitapta tam bir deli olarak betimlenen Profesör Dumbledore, filmde aklı başında bir bilgin olarak gösteriliyor. Şahsen filmdeki Dumbledore'u daha çok seviyorum, iyi bir değişiklik olmuş bana göre. Dumbledore'un karikatürize deliliğini alınca geriye güzel bir karakter kalmış.

Severus Snape
Aşık olduğum başka bir karakter. Kitapta salt kötü. Filmdekinden de kötü. Filmde, Snape'in James Potter nefretine yer verilmemiş.

Seçmen şapka sahnesi
Kitapta seçmen şapka, yalnızca çocukların duyabileceği bir tonla konuşurken, filmde bağırarak konuşuyor. Buna hiç anlam veremedim. Zihinlerini okuyan sevimli bir şapka olmalıydı bence. Neden çirkinleştirmişler? 

Harry'nin sefil yaşamı
Harry, trene bindiğinde yanlarından bir şekerci geçiyor ve bir şey isteyip istemediklerini soruyor. Ron çantasından sandviçleri çıkararak mahcup bir şekilde istemediğini söylüyor. Harry ise tüm şekerlemelerden biraz satın alıp Ron ile paylaşıyor. Filmde bu sahnenin tam olarak hakkı verilmemiş. Harry zengin/Ron fakir gibi bir görüntü çıkıyor. Oysa kitapta bu kısım daha detaylı. Harry şekerlemeleri aldıktan sonra Ron mahcup olmasına diye kendi fakir hayatını ona anlatıyor, kendine ait hiç kıyafeti olmadığından bahsediyor. Bu yokluk hissi ikisini en başta birbirine yaklaştıran şey. Aynı şekilde Harry'yi Malfoy'dan uzak tutan şey de bu his. Daha sonra iki çocuk ilk kez bir şeye sahip olup bunu paylaşma hissini birlikte yaşıyorlar.

Harry'nin yetenekli olduğuna inanamaması
Harry Hogwarts'a davet edildiğinde kendisinin büyücülük yeteneği olduğuna bir türlü ikna olmuyor. Her fırsatta kendisinin gördüğü bu ilgiyi hak etmediğini düşünüp endişeye düşüyor. Bu endişe filme hiç yansıtılmamış.

Quidditch
Kitapta Wood ile Harry günlerce insanlardan gizli bir şekilde antrenman yapıyorlar. Dolayısıyla Gryffindor'un elinde Harry gibi bir koz olduğunu kimse bilmiyor. Kitapta buna hiç değinilmemiş. Ayrıca kitapta ikinci bir maç yapılıyor, bu maçta Harry birkaç dakika içinde Gryffindor'un maçı kazanmasını sağlıyor. Filmde bu ikinci maç da hiç yok.

Kitapla film arasındaki en dikkat çekici farklar özetle böyle. Kitabın filmden daha derinlikli ve daha keyifli olduğunu söylemiştim. Ama film de antipatik gelmiyor bana, seviyorum. Bana kalırsa başta Ron Weasley, Hagrid, Snape olmak üzere oyuncu seçimleri kusursuz. Bu nedenle film ve kitabın birbirini tamamladığını, her ikisinin de keyifli olduğunu düşünüyorum. Kitabı filmdeki oyuncular olmadan, filmi de kitabın derinliği olmadan düşünemiyorum.

Kitabı mutlaka okuyunuz.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Şey okurken biraz kafam karıştı bir yede film de böyle film de işe böyle yazmışsın bir yede de kitap ta böyle kitap da ise böyle