Boris Vian'ın 1946 yılında yayınlanan sürrealist dramatik aşk romanı L'Ecume des jours (Günlerin Köpüğü) hatırlayacağınız gibi 2013 yılında Michael Gondry yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmıştı. Audrey Tautou etmeni sayesinde, romanın bugüne kadar en çok konuşulan uyarlamasıydı bu film. Beklenti çok büyük olduğu için ne yazık ki fazla tatmin etmemişti. Özellikle Chloé ve aşçı Nicolas karakterleri kitap okurunu memnun edememişti. Romanın yakın zamanda çıkan popüler bir çizgi roman uyarlaması da var. Kitabın hissini görsele dökme konusunda filmden bin kat daha başarılı bir çizgi roman üstelik. Jean David Morvan ve Frédérique Voulyzé'nin uyarlamasıyla ve Marion Mousse'un çizimleriyle 2012 yılında yayınlanan bu uyarlama Türk okuruna da E Yayınları tarafından 2014 yılında, ne yazık ki aynı sene vefat eden Elif Ertan çevirisiyle sunuldu. Zaten E Yayınlarından çıkan romanın çevirisi de kendisine aitti.
Tüm fizik kurallarının çarpıtıldığı, yeni bir gerçekliğin yaratıldığı böyle bir romanı görselleştirmek hiç de kolay bir iş değil. Çizgi roman yaratırken herhangi bir vraisemblance (gerçeğe benzeme) kaygısı olmadığı için hem karakter tasvirinde hem de romana özgü o tuhaf alet edevatın tasvirinde Mousse'un daha özgür davranma şansı vardı ve bundan layıkıyla faydalanmış.
Chloé ve Nicolas karakterlerini tam da okurun hayal ettiği gibi çizmesi bakımından film uyarlaması karşısında bir sıfır öne geçmeyi başardı. Chloé tıpkı kitaptaki gibi zarif, kırılgan; Nicolas ise tipik bir Fransız aşçısı olarak tasvir edilmişti.
Jean-Sol Partre konusunda filmin hakkını vermek gerekiyor, gözlükleriyle şahane bir karakter yaratmayı başarmışlardı. Yalnız filmin bu başarısı bile, çizgi romandaki aşırı komik Partre tasvirinin yanında sönük kalıyor.
Filmde ünlü komedyen Gad Elmaleh tarafından canlandırılan ve bu bakımdan çok dikkat çeken Chick karakteri, çizgi romanda zayıf kalmıştı. Çizimini beğenmediğim tek karakter oldu.
Piyanokteylin çizgi roman versiyonu yine filme göre daha zayıftı. Filmde uzun uzadıya gösterilmesi izleyiciyi hazdan hazza sürüklemişti, hayal gücünden gerçeğe dönüştürüldüğünü görmek keyif vericiydi, film bunu çok iyi başarıyordu. Hayal ürünü bir ürünün yine hayal ürünü çizimlerle tasvir edilmesi o kadar da etkileyici değildi.
Buz patenindeki vahşet ve Biglesanabana dansı, koridorun iki tarafında Chloé'nin hastalığı ilerledikçe küçülüp kirlenen camlar da yine çizgi romanda iyi yansıtılmamıştı, bu kısımları filmde büyük bir keyifle izlemiştik.
"Sizi Duke Ellington mı düzenledi?" esprisini yapıp, arkasını dönerek kaçtığı kısım ve ormandaki öpüşme kısmı, çizgi romanın en sevimli bölümlerindendi. Colin'in kurşun yetiştirme merkezinde çalıştığı bölüm de başarılıydı. Chloé'nin akciğerinde çıkan çiçek çizimi ise, çizgi romanın belki de en vurucu bölümüydü.
Çalışmakla ilgili bakış açısı 2 sayfaya yayılarak anlatılmıştı. Anlaşılan, iki senaristin en çok üzerinde durduğu noktalardan biri buydu, çünkü çizgi romanda uzun uzadıya anlatılan başka pek bir şey yok.
Çalışmakla ilgili bakış açısı 2 sayfaya yayılarak anlatılmıştı. Anlaşılan, iki senaristin en çok üzerinde durduğu noktalardan biri buydu, çünkü çizgi romanda uzun uzadıya anlatılan başka pek bir şey yok.
Kitapta sürreal, 'patafizikçi yönüyle dikkat çeken bu hikaye, çizgi romanda görsellerin de yardımıyla leziz sürreal bir drama, hatta ağır romana dönüşmüş. Çok aşık, zengin, huzurlu bir adam aşkına karşılık bulur. Duke Ellington'ın şarkılarından fırlamışçasına güzel ve neşeli kadın da adama aşık olmuştur, kavuşurlar. Derken bu mutlu hikayeye bir hastalık (çiçek) dahil olur. Hastalıkla birlikte para tükenir, umut tükenir, hikayede bu mekanın tükenip yok olması şeklinde tasvir edilir. Öte yandan Jean-Sol Partre hayranı Chick ve Alise ilişkisi hikayeye bir polisiye yön katar. Çizgi romanla birlikte hikaye sürükleyici, sürreal bir kaybedenler hikayesine dönüşmüştür.
Yine de söylemek gerekiyor, kitabı bilmeden çizgi romandan cok da zevk almayı beklememek gerekiyor. Önce kitap sonra çizgi roman şeklinde ilerlemeniz şiddetle tavsiyedir.
Yine de söylemek gerekiyor, kitabı bilmeden çizgi romandan cok da zevk almayı beklememek gerekiyor. Önce kitap sonra çizgi roman şeklinde ilerlemeniz şiddetle tavsiyedir.
4 yorum:
Evet uyarlamalar... :)
Çizgi romanın tadı başka.
Zagor hala çok severek okuduğum bir çizgi roman. :)
Neyse, ben de beklerim bloguma :)
Günlerin Köpüğü izlemek istediğim filmlerden :))
Kafa Dergi, evet uyarlamalar :) hoşgeldin.
Kağıt Salıncak, beğenecek misin bakalım, iyi seyirler şimdiden :)
Yorum Gönder